İlişkilerde zıt duyguların kabulü şart: “Nefret etmeyeceğimiz kimseyi sevmiyoruz!”

İlişkilerde zıt duyguların birlikte kabul görmesi gerektiğine ve bireyleşmenin önemine dikkati çeken Dr. Öğretim Üyesi Engin Eker, davranışa dönüşen şiddet eğiliminin çiftler arası en büyük sorun olduğunu belirterek, “Özellikle erkek çocuklarının güç sınırları konusunda eğitilmesi gerekiyor” dedi.

Bir ilişkinin iki kişinin, iki bireyin orada olduğunu kabul etmekle başladığını belirten Eker “Bireyleşme süreçlerini bir şekilde tamamlayamamış kişilerin, sevme kapasitelerinin gelişmesi de çok mümkün olmuyor. İlişkilerde sağlıksız sınırların ortaya çıkmasına sebep olabilecek şey, iki bireyin ilişki kuramaması yani ilişki kuran kişilerin bireyleşme süreçlerini tamamlamamış olması. Bu da genellikle ekonomik ve sosyal özgürlüğü elde etmekle alakalıdır. O yüzden bir kişinin, diğerini mutlu etmek için var olduğuna dair algının özellikle bireyselliğe zarar verdiğini söyleyebiliriz. Bu durum genelde erkeğin kadına dair algısında sık karşımıza çıkar ve özne konumundan, birey konumundan sürülmüş kişi için can yakıcı sonuçlar ortaya çıkartacak bir durumdur ” diye konuştu.

“Zıt duyguları kabul etmeyen partnerler daha çok sorun yaşıyor” 

Sevginin nefreti, bağlılığın çözülmeyi içinde taşıyor olduğu fikrinden fobik bir şekilde kaçan, bunlara zihni kapalı partnerlerin çift ilişkilerinde daha çok sorun yaşayabileceğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Engin Eker şunları söyledi:

İnsanlar sevgiyi ve bağlılığı; dümdüz, pürüzsüz, parlak bir zemin gibi düşünebiliyorlar. Halbuki kıymıklarıyla, dikenleriyle, çatlaklarıyla ya da aralardaki kırıklarıyla beraber bir paket programı olarak hepsi bir arada olan şeyler.

Romantik ilişkileri sevgi, bağlılık, kıskançlık gibi kavramlar tanımlayabilir ancak sevginin de bağlılığın da kendi içinde zıttını taşıyor olduklarına dair gerçeğin reddedilmiş olması daha büyük sorunlar çıkartabilir. Yani sevginin nefreti, bağlılığın da çözülmeyi içinde taşıyor olduğu -istekleri, dürtüleri de içinde taşıyacak bir şey olduğu- fikrinden fobik bir şekilde kaçmaktan bahsediyorum.

Genelde, bunlara zihni kapalı partnerlerin çift ilişkilerinde daha çok sorun yaşadığını düşünüyoruz. O yüzden sevgi ve zıttı nefret; ilişkilerin içerisinde diğerine karşı hissettiğimiz, biri olmadan diğeri de olamayan bir yapı. Yani muhtemelen nefret etmeyeceğimiz kimseyi de sevmiyoruz.”

“Şiddet davranışı ilişkilerde en büyük sorun” 

İlişkilerdeki şiddet eğiliminin şiddet davranışlarına dönüştüğü zaman, büyük sorun olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Engin Eker, “Sevgi duygusunun içerisinde de diğerine dair yıkıcı eğilimler hep vardır. Mesele de bunların muhtemelen bir alaşımının gerçekleşebilmesidir. Ama bu konuda samimiyetle çalışan, kendindeki kötü parçaları anlamaya çalışan herkesin, hakkaniyetli bir çalışma süreci içerisinde fayda görebileceklerini söyleyebiliriz ” ifadelerini kullandı.

Şiddetin normalleştirildiği ilişkilerin psikolojik arka planına da değinen Dr.Öğr. Üyesi Engin Eker normalleştirme nedenlerini ise şu sözlerle anlattı:

Failin şiddeti normalleştirmesi, zaten mağdurun bunu hak ettiği zemini üzerine kurulu olabilir. Gücü elinde tutan zorbada, kendini haklılaştırmanın bir dolu yoluyla karşılaşıyoruz. Bu, şaşırtıcı olmuyor. Ancak mağdurun bunu normalleştirmek zorunda kalmasının başka sebepleri olabilir. Bu, genelde kadınlarda karşılaştığımız bir şey. Buradaki yorumlama biçiminde bile kadınlara karşı bir şiddet ve yapabilecekleri şeyi yapamıyorlarmış gibi bir tanımlamayla karşılaşabiliriz. ‘Şiddet gördü, ilişkinin içerisinde niye duruyor, bu kadınlar?’ gibi sorularla çok karşılaşıyoruz. Tabii ki, arkada psikolojik bir altyapı var. Bu, ilişkiden gitmek isteyen kadını, ilişkiden gitmek istediğine pişman etmek isteyen bir sistemin olduğu gerçeğini görmememizle başlıyor. Özellikle, boşanmak isteyen kadınlara yardımcı olan bir toplum yapısında olduğumuzu söylemek çok zor. Yani içinde durulamayacak o ev ortamından daha beter bir dış dünya olmasından bahsediyorum.”


Kadınların şiddet yaşadıkları ilişkide kalma nedenleri

Şiddetin egemen olduğu partner ilişkilerinde asıl konunun şiddet gören kadınlar olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Eker, “Şiddet, ilişki başladığından beri yaşanan bir şey de olabilir; eşinden ilk defa 55 yaşında tokat yiyen, yönetici bir kadın da olabilir. Bu ilişkinin içinde duruyorlar çünkü başına gelen bu olayı engelleyemediği için kendisinin iyi parçaları zarar görüyor. Bir de bu yükselen şiddet karşısında yükselen öfkeleri, kendi iyi yanlarını yine harap ediyor. Bu sebeple de o ilişkinin içinde bu iyi yanlarını onarmak için kalmaya devam ediyorlar. Bu, belki önemli bir motivasyon. Bu da şiddet karşısında tamamen daha iyi bir konuma gelerek partnerinin şiddetli karanlığının önünde bembeyaz bir motife, nesneye dönüşmeleri şeklinde oluyor. ‘Sen ne kadar kötüsün, ahlaken ne kadar düşük bir durumdasın’ ve ‘ben ne kadar beyazım, pirüpakım’ deneyimini yaşadıkça içerideki iyi parçaları onarma şansları oluyor ” dedi.

Flört yıllarında şiddet 

Gençler arasında son yıllarda yükselen flört şiddetine de dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Eker, flört ilişkisinde ‘şiddet’ sinyallerini şöyle özetledi:

Gençler arasındaki flört şiddetine dair uyarıcı sinyalleri almak yine bir birey olabilmekle ilgili. Risk teşkil eden reddetmelerin, baskının ve tahakkümün sinyalleri önemli. Erkek bir dünyada kadın olmak, genç bir kadın olmak başlı başına zor. Sistemi bu şekilde algılayıp kadın partnerini erkek dünyanın zorlukları karşısında desteklemek yerine erkek dünyasının kendisine sağladığı avantajlarla kadın üzerinde güç oluşturmaya çalışmak arasında büyük fark var. O yüzden bu dünyanın mevcut yapısı içerisinde duyarlı erkeklerin, kadınları anlayabilmek üzerine kendilerini bolca geliştirmeleri gerekiyor. Kadınlığa dair algıları kültürel, bireysel, ilişki düzeyinde yeterince gelişmemiş kişiler bu konuda risk teşkil ediyorlar.”

“Özellikle erkek çocuklarına gücün sınırları öğretilmeli” 

Dr. Öğr. Üyesi Eker, flört şiddetinde bireylerin ve ailelerin dikkat etmesi gereken noktaları ise şöyle özetledi:

Birey olmaya, özne olmaya dair saygı, kendine dair sınırlara riayetle alakalı ailevi, kültürel, eğitsel olarak mesailerin tamamlanmış olması çok önemli. Bu yüzden ailelerin çocuklarına -tabii ki özellikle erkek çocuklarına- sınırlı varlıklar olduğumuza dair, gücümüzün sınırlarının olduğuna dair mesajları uygun şekilde aktarabilmeleri önemli. Tabii ki erkek şiddetinin kökeninde ‘kadın ona bağlıdır, ona tabidir; gitmek isterse hayatta kalmaması gibi bir cezayla cezalandırılabilir gibi’ yani ‘bunu yapmaya istemeye hakkı yoktur’ düşüncesi de yatıyor. O yüzden kadının erkeğin bir uzantısı, aparatı olduğuna dair bir yerden başladığımızda; öznellik ve bireysellik açısından büyük eksikliklerle başlıyoruz. Bu sebeple bu konuda çocukları gerekli uygun mesajların verilebilmesi gerekli.” (DHA)

Related Posts

Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye kötü haber

Avrupa Komisyonu’nun 2023 ve 2024 yıllarına ait Türkiye raporları, Strasbourg’daki Genel Kurul oturumunda görüşüldü. Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, “2013’teki Gezi protestolarından sonra, Türkiye’deki demokratik standartlar açısından hiçbir olumlu gelişme yaşanmadı. Türkiye, demokratik standartlarda gerileyen tek aday ülke olarak açıkça öne çıkmaktadır” dedi.

CHP’li Belediyenin programına AKP’nin davet edilmemesi Vali’ye dert oldu!

“Türkiye’nin ilk türbanlı Valisi” olarak bilinen Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı, CHP yönetimindeki Afyonkarahisar Belediyesi’nin Patiköy Mama Üretim Tesisi’nin açılış töreninde ilginç bir talepte bulundu. Yiğitbaşı, “AK Parti İl Başkanlığımızı da bu tip programlara davet edelim” dedi.

Bakan Uraloğlu: Çocuklarımızı dijital dünyanın risklerinden korumak için çalışıyoruz

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Çocuklarımızı ve gençlerimizi dijital dünyanın risklerinden korumak ve onları bilinçli dijital vatandaşlar olarak desteklemek için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz” dedi.

Gülaylar Altın’ın sahibi tutuklandı

Gülaylar Altın’ın İcra Kurulu Üyesi Mehmet İlhan Gülay İBB soruşturması için ifadeye çağrılmasının ardından tutuklandı.

Hindistan Pakistan savaşını 6 yıl önce satır satır yazmışlar: ‘Nükleer kış Türkiye’yi doğrudan etkiler’

Güney Asya’da gerilim, küresel bir felaketin kıyısına dayandı. Hindistan ile Pakistan arasında haftalardır tırmanan çatışmalar, sınır ötesi füze saldırılarıyla sıcak savaşa dönüştü. Dünya nefesini tutarken, en büyük korku ise nükleer silahların devreye girmesi. İki ülkenin toplamda 300’e yakın nükleer başlığa sahip olduğu bilinirken, olası bir nükleer saldırı sadece bölgeyi değil, iklimi, tarımı ve güvenliğiyle Türkiye dahil tüm dünyayı etkileyebilir.

Beyin ölümü gerçekleşen gencin organları 6 hastaya umut oldu

Samsun’da tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen 16 yaşındaki kişinin bağışlanan organları 6 kişiye nakledilecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu
bodrum escort
Tuzla Escort
Kartal Escort
Pendik Escort
Gebze Escort
Ümraniye Escort
İstanbul escort 
gulnar escort
mut escort
mersin escort
Kepez escort
mersin evden eve nakliyat mersin asansörlü nakliyat mersin şehir içi nakliyat
mardin escort